Haber

“Müslüman Dünyasında Çağdaş Düşünce Konferansı”nda Asya ve Balkanlar’daki çağdaş İslam düşüncesi ele alındı

Farklı ülkelerden çok sayıda Müslüman akademisyen ve araştırmacının katılımıyla İstanbul’da iki gün boyunca düzenlenen sekiz oturumluk “Müslüman Dünyasında Çağdaş Düşünce Konferansı”nın son iki oturumunda Çağdaş İslam’ın Asya ve Balkanlar’daki niyeti tartışıldı. dünyanın.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Platform Dergisi’nin ortaklaşa düzenlediği “İslam Dünyasında Çağdaş Düşünce Konferansı” sona erdi.

Asya ve Balkanlar’daki Çağdaş İslam düşüncesinin ele alındığı son iki oturumda York Üniversitesi’nden Burak Çalışkan, sunumunda Özbekistan’daki İslam düşüncesi, “altın dönem”, Rusya dönemi ve bağımsızlık dönemine değindi.

Buhara ve Semerkant gibi merkezlerdeki medreselerin asırlardır çok sayıda İslam alim ve bilim adamı yetiştirdiğini hatırlatan Çalışkan, Rus işgalinin kültürel ve fikri hayatı olumsuz etkilediğini vurguladı.

Çalışkan, bağımsızlık ve Sovyet döneminde yasaklanan dini fikirlerin bugün yeniden tartışılmaya başlandığını, bu süreçte tasavvuf geleneğinin bir Özbek geleneği olarak sunulduğunu belirtti.

Özbekistan’da bağımsızlıktan sonra Selefiliğin daha da etkili olmaya başladığını kaydeden Çalışkan, geçmişte Selefilerin bazı bölgelerde kendi hakimiyetlerini kurma mücadelesi verdiklerini söyledi.

Çalışkan, Özbekistan’da 1998’den bu yana İslami muhalefetin sesinin daha da yükseldiğini, Özbekistan hükümetinin resmi bir İslam anlayışı oluşturmaya çalıştığını belirtti.

Alimler insanlara karşı sorumludurlar.

Singapur Ulusal Üniversitesi’nden Khairudin Aljunied ise Güneydoğu Asya’da “Müslüman Entelektüalizmi” konusuna değinerek, İslam’a göre alimlerin insanlara karşı sorumlu olduğunu vurguladı.

Aljunied, İslami eğitimde çağdaş eğitimden farklı olarak disiplinler arası alışverişin olduğunu ve geniş bir vizyon sunulduğunu, entelektüel geleneğin hala güçlü olduğunu belirtti.

“Yaşadığımız çağın bazı sorunları var. İnternet ve sosyal medya bağımlılığı farklı sorunları da karşımıza çıkarıyor.” Aljunied, liberalizmin ardından dünyanın yeni bir bölünme yaşadığını söyledi.

Aljunied, güçlü kişilerin daha fazla zenginleşmesinin halka fayda sağlamadığını belirterek, neoliberalizmin artık işe yaramadığına dikkat çekti.

Filistin meselesine de değinen Aljunied, dünyada 2 milyar Müslümanın renk, ırk ve sınıfa göre bölündüğünü hatırlatarak, tam da bu nedenle Filistin gibi bölgelerdekilere hiçbir şey yapamayacağını ifade etti.

Aljunied şu ifadeleri kullandı:

“Ümmetin tarihini anlarken sadece bir bölgeyi değil, tarihin tamamını dikkate almamız gerekiyor. Tarihsizleştirmeden vazgeçmemiz gerekiyor. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Müslüman dünyasının çoğunluğu Asya’da yaşıyor ama fikirleri farklı. Yeterince tartışılmıyor ve anlaşılmıyor. Müslümanlar sanki sadece Ortadoğu’da yaşıyormuş gibi algılanıyor.” “Bu aynı zamanda ümmetin reform ihtiyacını da yaratıyor.”

“İslam coğrafyasındaki toplumlar için mümkün olan tek düşünce İslam’dır”

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nden Prof. Dr. Admir Mulaosmanoviç Müslüman dünya görüşünün değişmesine ilişkin fikirlerini anlattı.

“İslam coğrafyasındaki toplumlar için mümkün olan tek düşünce İslam’dır.” Sözlerini dile getiren Mulaosmanoviç, dünyada son dönemde yaşanan değişimlerin İslam’ın klasik kurumlarını ve fikirlerini olumsuz etkilediğini, sömürgecilik gibi süreçlerin Müslüman aydınların İslam inancını eleştirmesine neden olduğunu belirtti.

Alternatif bir paradigma olarak Müslümanların niyetinin ahlaka dayanması gerektiğini vurgulayan Mulaosmanoviç, “Tek kutuplu dünya sonrası dönem, çok kutuplu dünyanın inşasının başladığı ve Müslümanların küresel bir siyasi özne olma fırsatına sahip olduğu dönemdir. Bunu başarmanın ilk adımı entelektüel alandaki güvensizliğin aşılmasıdır.” söz konusu.

Lake Forest Koleji’nden. Bosna Hersek’teki Müslüman aydınların tartışmalarına da yer veren Hazım Fazlic, komünizmin çöküşüyle ​​birlikte nasıl Müslüman olarak yaşayabileceklerini düşünmeye başladıklarını belirtti.

Fazlic, “Müslüman düşünürler, komünizmin çöküşünden sonra İslam’ın yeni yorumları, savaş ve soykırım meselesi, laik bir devlette nasıl yaşanır sorusu üzerine düşünmeye başladılar. Bu sorulara cevap vermeye çalıştılar.” söz konusu.

Konferans hakkında

“Müslüman Dünyasında Çağdaş Düşünce Konferansı”, dünya çapındaki Müslüman toplulukları etkileyen güncel zorlukları tartışmayı ve çağdaş Müslümanların niyetine dair anlayışı derinleştirmeyi amaçlıyor.

Konferansta incelenen ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından yürütülen “Müslüman Dünyasında Çağdaş Düşünce Projesi” 11 ciltlik bir kitap serisinden oluşuyor.

2020 yılında yayınlanan proje kapsamında Türkiye, Mısır, İran ve Hint Yarımadası, Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya, Balkanlar ve Batı (Avrupa/ABD), Türk Dünyası, Arap coğrafyasındaki Müslüman toplumların çağdaş birikimleri araştırılıyor. Dünya ve Sahraaltı Afrika tartışılıyor. .

Alanında uzman konuşmacılar iki gün boyunca İstanbul’da bir araya gelerek İslam dünyasındaki çağdaş düşünceleri tartıştı ve İslam dünyasındaki güncel niyetleri tartıştı.

Öte yandan konferansta bir araya gelen Müslüman akademisyenler bir basın toplantısı düzenleyerek İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki insan hakları ihlallerini kınadı ve dünyaya acil eylem çağrısında bulundu.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM)’de düzenlenen konferansta, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Başkanı Abdullah Eren ve Prensip Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Lütfi Sunar’ın yanı sıra Prof. Dr. Syed Farid Alatas, Prof. Dr. Sarı Hanafi, Prof. Dr. Salman Seyyid, Doç. Dr. Yusuf Ziya Gökçek ve Dr. Serhat Orakçı gibi isimlere yer verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tecrübeli Ustasıyla Lider. %100 Garantili Hizmet. Teklif Alma Hızlı Servis Agı
Başa dön tuşu